Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

10 km yükseklikte 250 km hızla esen jet rüzgarları!

Resim
Bu yazımda jet rüzgarları hakkında biraz bilgi vereceğim. Jet rüzgarı nedir? Jet rüzgarları esmese ne olur? Bize faydaları ve zararları nelerdir bunları irdeleyeceğiz. Tabii bunu Bilim ve Teknik Dergisi 2012 Ağustos sayısındaki Kadir Demircan’ın yazısından faydalanarak hazırladığım özetle yapacağım. Bir nehir gibi Dünya’nın çevresinde batıdan doğuya doğru ortalama 250 km hızla esen hava akımlarına jet akıntısı adı veriliyor. Bu hız neredeyse yarış otomobillerinin hızına denktir. Jet akıntıları, atmosferin 8-12 km yükseklikteki troposfer, ve stratosfer tabakalarının sınırında oluşuyor. Troposferde yükseklikle beraber sıcaklık düşerken stratosferde bunun tersi olur. Yani yükseklikle beraber sıcaklık artar. Akıntıların buradaki sıcaklık farkı nedeniyle oluştuğu düşünülüyor.   Hava nehirlerinin sırları henüz tam olarak ortaya çıkarılamadı. Okulda şöyle öğrenmiştik; atmosfer Dünya’nın çevresini sarmalayan bir gaz tabakasıdır. Yaklaşık %78’i azottan, %20,5’i oksijenden, %0,93’ü arg

Işık saçan canlılar: Biyolojik Işıldama

Resim
Bu yazımda size Bilim ve Teknik Dergisi Ağustos 2012 sayısında çok beğendiğim bir yazıyı aktaracağım. Daha doğrusu araştırma yazısından çıkarttığım özeti sizinle paylaşacağım. Keyifli okumalar. Her ne kadar bizler kendi ışığımızı kendi bedenimizde üretemesek de bazı canlılar ‘biyolüminesans’ denilen bir kimyasal tepkime sonucunda kendi ışıklarını üretip, yayıyorlar. Ateş böcekleri, ışıldayan larvalar yani kurtçuklar, fener balığı, bazı denizanaları, ahtapotlar, mürekkep balıkları, mercanlar, bazı mantarlar ve mikro organizmalar bu tür ışık yayan canlılara örnektir. Peki, bu canlılar kendi ışıklarını nasıl üretip yayıyor? Çoğunuzun bildiği gibi kimyasal enerji ısı olarak açığa çıkabilir. Mesela bizlerde yediğimiz besinler vücut ısısına dönüşür. Ama biyolüminesan canlılarda kimyasal enerji ışık olarak açığa çıkıyor yani biyolüminesans kimyasal tepkime sonucu oluşan ışıldamanın canlılar tarafından oluşturulan bir çeşidi, dışarıdan UV ışık kaynağına gerek duymadan kendiliğinden ışık üre

Ve oyun bitti: Sağ ve Sol gruplar darbe ile 12 Eylül sabahına uyandı!!

Resim
(darbe öncesi için tıklayınız ) İstenilen darbe gerçekleştirildi. Darbe gerçekleştirildi gerçekleştirilmesine ama darbe sonrasında Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve hiçbir şey eskisi gibi yaşanmayacaktı. Pek çok aydın, yazar, düşünür, sanatçı ve bunun yanında pek çok dava sahibi genç ya idam edilmiş, ya ülke dışına sürülmüş, ya da hapse mahkum edilmişti. Ülkenin genç beyinleri fazlasıyla hırpalanmış ve artık düşünmeleri engellenmişti… Ve işte darbesi sonrasında yaşananların kısa bir özeti… 12 Eylül sabahı liderler sürgün edildi. 5 komutan MGK’yı (Milli Güvenlik Kurumu) kurdu. Cumhuriyet tarihinde hiçbir kurum bu kadar yetkiyle donatılmamıştı… 2 sayılı bildiri ile asker ve komutanlara anarşinin durdurulması için tüm yetkiler verildi. Türkiye tarihinin en büyük kitlesel tutuklamalarını yaşadı. Cezaevleri yetersiz kaldı yeni cezaevleri yapıldı. 52. sayılı MGK bildirisi ile er türlü siyasi eylem ve yayın yasaklandı. 27 vali değişti, başa asker kökenliler geçti. Düğün

12 Eylül darbesinin temelleri nasıl atıldı?? Darbe öncesi yaşanan karışıklıklar

Resim
Sağ-sol, komünist-ülkücü, Alevi-Sünni, Türk-Kürt… Tüm bu ayrımların, kutuplaşmaların, kardeşi kardeşe kırdırmanın temellerinin atıldığı tarihti 12 Eylül 1980, öncesi ve sonrası… İlk olarak darbe öncesine biraz bakalım. Ne oyunlar oynanmış ve ülke darbeye dış güçler tarafından nasıl zorlanmış.  İngiltere ve ABD’nin bu darbede etkisini görmezden gelmek olmaz. İngiltere ve Amerika güçlerinin bize duydukları öfke Bülent Ecevit’in icraatları ile artışa geçti. Önce “Ayşe tatile çıkabilir” dedi ve Kıbrıs seferini başlatarak Ada’nın %35’ini ele geçirdi. Sonra ABD hiç istemediği halde haşhaş ekimine izin verdi çünkü çiftçinin tek geliri buydu. ABD sözde ülkesindeki uyuşturucu sorununu halledebilmek için haşhaş ekmemize karşı çıkmıştı ama bunun böyle olmadığını herkes biliyordu. Ecevit 1974 yılında Batı’dan aforoz edildi, Türkiye’ye ambargo uygulandı. Bunun sonucunda petrol fiyatları arttı. Ekonomik kriz başladı. Türkiye uzun kuyruklarla tanıştı.   Hem ekonomik hem de siyasi olara