Bilinen: 'Arap Baharı', Peki Ya Gerçekte Olan?



İslam aleminde son bir kaç aydır ardı ardına yaşanan olaylar, herkesin üzerinde yoğunlaşıp düşünmesi gereken son derece önemli gelişmelerdir. Arap dünyasında anti demokratik yönetimlerin baskısı altında ezilen, gelir dağılımındaki eşitsizlik nedeniyle fakirlik ve yokluk içinde yaşayan, bazı bölgelerde de dinlerini özgürce yaşamaları engellenen inananlar kötü yaşam koşullarını protesto etmek için gösteriler düzenlemeye başladılar. İlk olarak Tunus’ta üniversite mezunu olduğu halde iş bulamayıp işportacılık yapan Muhammed Buazzi'nin bedenini yakarak fitilini ateşlediği Arap Baharı iki yılını doldurdu. Daha sonra bu protesto gösterileri Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün’e sıçradı, hatta  halk ayaklanmaları ve çatışmalara dönüştü.

‘Arap Baharı’ diye adlandırılan ve 3 diktatörü deviren değişim süreci şu haliyle çıkmazda. Şimdi ülke ülke nerede ne olmuş bir göz atalım (Ülkelerle ilgili şimdi yazacaklarımı 18 Aralık 2012 Radikal Gazetesi, Merve Alkan isimli yazarın makalesinden faydalanarak derledim):

TUNUS: Arap Baharı’nın başlangıç noktası. Buazizi’nin ölümünün ardından, artan yoksulluk ve işsizliğe öfkeli olan halk haftalarca sokakları terk etmedi. Zeynel Abidin bin Ali önce gösterileri sert bir şekilde bastıracağını açıkladı ama şiddetin hızla yükselmesinin ardından 14 Ocak’ta 23 yıldır iktidarından vazgeçti ve Suudi Arabistan’a kaçtı. Yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle gıyabında 35 yıl hapse mahkum oldu. 17 Ocak’ta kurulan geçici hükumet içinde eski rejimden isimlerin bulunması, tansiyonu iyice yükseltti. 23 Ekim’deki seçimlere yıllarca yasaklı olan İslamcı Ennahda Partisi, oyların %41’ini aldı ve bu durum laik ve liberal kesimleri rahatsız etti. Neticede ise ülke son aylarda yine gösterilere sahne oluyor.

MISIR: 25 Ocak 2011’de başlayan halk hareketi 30 yıllık Hüsnü mübarek döneminin sonunu getirdi. Mübarek 12 Şubat’ta yönetimi orduya devretti. İki gün sonra Yüksek Askeri Konsey (YAK) seçimlere kadar yönetime el koydu. 28 Kasım’daki seçimlerde Müslüman Kardeşler büyük bir zafer kazandı. Hazirandaki cumhurbaşkanlığı seçiminde de zafer Müslüman Kardeşler ekibinden olan Muhammed Mursi’nin oldu. Ama bu defa da yeni iktidarla ordu arasında iktidar mücadelesi başladı.  YAK, İslamcıların çoğunlukta olduğu meclisi feshetti. Kasımda ise laik, liberal, ve Hıristiyanlardan oluşan muhalefet, Müslüman Kardeşlerin savunduğu anayasal değişikliklere karşı ayaklandı.

LİBYA: BM Güvenlik Konseyi’nin 17 Mart’ta Libya’ya müdahalenin önünü açan kararı sonrası NATO destekli muhalifler hükümet güçlerine savaş açtı. Ayaklanmalar başladı ve 40 yıllık Muammer Kaddafi iktidarı da sona erdi. Muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi, temmuzda uluslar arası toplum tarafından Libya’nın meşru hükumeti olarak tanındı. Kaddafi ile 20 Ekim 20 Ekim 2011’de kaçarken Sirte’de linç edildi. Silahlı gruplar ile eski rejim yanlıları arasındaki mücadele hala devam ediyor.

BAHREYN: Bahreyn’de Sünni hanedanın baskısı altındaki Şiiler de diğer ülkedeki muhalifler gibi ayaklandı. Şubat 2011’de başlayan gösterilerin ardından martta Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez ülkeleri Sünni yönetime destek için ülkeye asker gönderdi. Şiddetli çatışmaların ardından muhalefet çok sert bir şekilde bastırıldı. Hanedan İran’ı Şiileri kışkırtmaya çalışmakla suçladı. Bahreyn’de süren gösterilerin etkisiyle, Suudi Arabistan’daki Şiiler de seslerini yükseltmeye başladı.

YEMEN: Yemen’de Şii muhalefet güçlü. Ocak 2011’den itibaren on binlerce kişi sokaklara döküldü ve dev gösteriler düzenlendi. Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in istifası talebiyle düzenlenen gösterilerde polisin sert müdahalesi nedeniyle onlarca kişi öldü. Polis şiddetine rağmen muhalefet gösterileri devam ediyor. Birçok aşiret lideri, asker ve yetkili yönetimden desteğini çekti. 3 Haziran 2011’de başkanlık sarayına yapılan saldırıda yaralanan Salih tedavi için Suudi Arabistan’a gitti. Aylar sonra Salih, kasımda iktidarın devrilmesini öngören anlaşmayı imzaladı. Geçen Şubat yapılan seçimleri ise Salih’in yardımcısı Abdurrabu Mansur El Hadi kazandı. Bu durum muhalefeti tatmin etmedi. Ülkede El Kaide’yle olan çatışmalar da şiddeti artırıyor.

SURİYE: Suriye’nin Dera kentinde Mart 2011’de bir grup gencin duvarlara özgürlük yanlısı grafitiler çizmekten tutuklanması sonrası başlayan gösteriler, ülkede iç savaşın fitilini ateşledi. Muhalifler, güvenlik güçlerinin barışçıl gösterilere ateş açtığını savundu. Devlet Başkanı Beşşar Esad ise olayları ‘İsrail ve ABD komplosu’ olarak niteledi. Saf değiştiren askerlerin ve silahlanan muhaliflerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu Temmuz 2011’de kuruldu. İç savaşa dönen çatışmalarda 21 ayda 42 bini aşkın kişi öldü.




Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Işık saçan canlılar: Biyolojik Işıldama

Termodinamiğin ikinci yasası: Entropi nedir?

Fizikte rota değişimine neden olan Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi