Işık saçan canlılar: Biyolojik Işıldama

Bu yazımda size Bilim ve Teknik Dergisi Ağustos 2012 sayısında çok beğendiğim bir yazıyı aktaracağım. Daha doğrusu araştırma yazısından çıkarttığım özeti sizinle paylaşacağım. Keyifli okumalar.

Her ne kadar bizler kendi ışığımızı kendi bedenimizde üretemesek de bazı canlılar ‘biyolüminesans’ denilen bir kimyasal tepkime sonucunda kendi ışıklarını üretip, yayıyorlar. Ateş böcekleri, ışıldayan larvalar yani kurtçuklar, fener balığı, bazı denizanaları, ahtapotlar, mürekkep balıkları, mercanlar, bazı mantarlar ve mikro organizmalar bu tür ışık yayan canlılara örnektir.

Peki, bu canlılar kendi ışıklarını nasıl üretip yayıyor?

Çoğunuzun bildiği gibi kimyasal enerji ısı olarak açığa çıkabilir. Mesela bizlerde yediğimiz besinler vücut ısısına dönüşür. Ama biyolüminesan canlılarda kimyasal enerji ışık olarak açığa çıkıyor yani biyolüminesans kimyasal tepkime sonucu oluşan ışıldamanın canlılar tarafından oluşturulan bir çeşidi, dışarıdan UV ışık kaynağına gerek duymadan kendiliğinden ışık üretme ve yayma olayı olmuş oluyor.

Derin su deniz canlılarının %90’ı biyolüminesans özelliğe sahip. Bu canlıların birçoğunun yaydığı ışık mavi ve yeşil ışık tayfına ait. Bu tayflarda olması çok önemli çünkü mavi ve yeşil ışık deniz suyunda kolayca iletilebilen dalga boyları aralığındadır. Bazı balık türleri de kızılötesi ve kırmızı ışık yayabiliyor. Karada ise denizden daha az bu olaya rastlanıyor. En bilinen örnekler ateş böcekleri ve ışıldayan kurtçuklar. Bir de bazı bakteriler ve şapkalı mantarlara da çok sık rastlanabiliyor.

Derin su deniz canlıları ile ilgili bir yazı yazmıştım. Angler fish ve Dragon fish adlı balıklarda biyolüminesans özelliklerinden bahsetmiştim. O yazıma buradan ulaşabilir, videoları izleyebilir, okyanuslarda görülen muazzam ışık gösterilerine şahit olabilirsiniz. Okumak için tıklayınız. 

Biyolüminesan canlıların ışık üretmesinin ve yaymasının sebepleri arasında temel olarak üreme, cezbetme, avlanma, yiyecek bulma, iletişim kurma, kamuflaj, savunma, korunma, yol bulma, taklit ve yardım çağırma bulunuyor.

Mesela doğada gözlemlenen ilginç biyolüminesans örneklerinden biri de ışıldayan kurtçuklardır. (Yanda kurtçukların biyolüminesans ile oluşturduğu sakıtlar görülüyor) Nehir ve dere yataklarında yaşayan küçük sinekler yumurtalarını yakınlardaki nemli mağaraların ya da oyukların tavanına bırakır. Bu yumurtalardan çıkan kurtçuk şeklindeki larvaların kuyrukları ışıldar ve parlar. Özellikle de larvalar acıktığında kuyrukların ışıltısı artar. Larvalar ışıldayan kuyruk uçlarından yapışkan bir sıvı salgılar. Bu sıvı tıpkı uzayan sakıtlar gibi mağaranın tavanından aşağıya doğru sarkar. Bu ışıltıya doğru uçan başka böcekler bu yapışkan tuzaklara takılır ve larvanın yemi olur. Acıkmış olan larva, sakıtlara yapışan böcekleri yemek için bu sakıtların üzerinden aşağıya doğru kayarak hareket eder. Yeni Zelanda’daki Waitomo Mağarası bu açıdan turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Işıldayan larvaların oluşturduğu sarkıtları görmek isteyenler akın akın bu mağarayı ziyaret ediyor, sırf bunun için özel turlar düzenleniyor. ( Bilim ve Teknik Dergisi, Ağustos 2012, Sayı 537, Sayfa:40’dan alıntı)


Yine sol tarafta Yeni Zelanda’daki Waitomo Mağarası'ndaki sinek larvalarının oluşturduğu ışık gösterisi görülüyor. Turistler bu muazzam gösteriye şahit olmak için akın akın bu mağaraya gidiyor.

Tabii ki biyolüminesans bununla bitmiyor. Daha detaylı olarak nasıl oluştuğunu, biyolüminesans hakkındaki efsaneleri, canlılarda bulunan bu muazzam teknolojiyi bizlerin nasıl taklit edebileceği ve ettiğini de anlatacağım yazılar olacak. Ama yazıyı daha fazla uzatıp sizleri sıkmamak için şimdilik burada kesiyorum. Umarım keyif almışsınızdır ve bildiklerinize bir yenisini daha eklemenize vesile olmuşumdur.

Biyolüminesans hakkında diğer yazım için tıklayınız. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Termodinamiğin ikinci yasası: Entropi nedir?

Fizikte rota değişimine neden olan Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi